1000₺ Üzeri Alışverişlerinizde Ücretsiz Kargo!
Hesabım
Sepetim
Elektro gitarlar, klasik gitarın aksine içi boş gövdeleri olmadığı için kendi başına ses çıkarabilen bir enstrüman değildir. Onun yerine tellerin titreşimi sayesinde oluşan hareketleri, üzerinde bulunan manyetik sayesinde sese dönüştürebilmektedir. Manyetiklerin ilettiği bu ses frekansları bir kablo yardımı ile elektro gitar amfisine iletilir ve amfiden ses alabiliriz. Temel olarak bir elektro gitarın çalışma mantığı bu şekildedir. Bu ilerleyen yazımızda temel ve yardımcı ekipmanlara hep beraber bakacağız.
Amfi, en temel anlamı ile elektro gitardan gelen sinyali yükselten elektronik devreye sahip, ahşap ya da sert plastik içerisine yerleştirilen hoparlör olarak adlandırabiliriz.
Bu tanıma göre aslında bir elektro gitar olmazsa olmaz denilebilecek en temel ekipmanların başında amfi gelmektedir.
Prosesör dediğimiz şey aslında bir efektördür. Algılanan seslere belli efektleri veren aygıtlar olarak bilinirler ve kullanılırlar. Genellikle elektro gitar üzerinde kullanılır, elektro gitarın manyetiklerinden algılanan ses sinyal kablosu üzerinden prosesöre iletilir ve prosesörden ise amfiye veya herhangi bir çıkış birimine bağlanır. Prosesör enstrüman ile çıkış birimi arasında yer almış olup, seslere efekt verir. Bilindik birkaç efekt örneği vermek gerekirse "Distortion", "Echo", "Reverb" vb. bir çok efekti prosesörden sağlayabiliriz.
Gitar pedalı gitar çalma seviyeniz arttıkça tanışacağınız ve özellikle elektro gitar çalanların kullandığı ses efektlerini veren, içerisinde elektronik devrelerle ses dalgalarıyla oynayan kutulardır. Temel olarak prosesörden farkı ise pedallar genellikle tek ses odaklıdır prosesörler ise içerisinde birçok ses barındırabilir.
Temel ekipmanların en başında gelen gitar kablosu, özellikle enstrüman çalıyorsanız ve kayıt yapacaksınız olmazsa olmaz denilebilecek bir kablodur. Bu kablolar 6.3 mm olup genellikle TS kablo türüdür yani mono jak kablosu türündedir ve kablo kalitesi ne kadar iyi olursa sinyal iletiminiz bir o kadar iyi olacaktır.
Temel olarak ele almak gerekirse ses kartı ses kayıt ve teknolojilerinde ses ile ilgili işlevleri yerine getiren dahili veya harici donanımlardır. Kayıtlarınız sırasında sesleri işleyerek dijital bir hale dönüştürüp kayıt programlarınıza aktarmanıza olanak sağlamaktadır. Bu sayede sesi izleyebilir veya dinleyebiliriz gerekli müdahalelerde bulunarak en doğru sonuca ulaşabilirsiniz.
Elektro gitar için ise sinyal kablonuzu ses kartına bağlayarak dijital bir şekilde kayıt alabilirsiniz ve bu kayıtlarınız üzerinde gerekli işlemleri sağlayabilirsiniz
Pena, gitar veya diğer telli çalgıları çalmaya yarayan çoğunlukla fildişi, mika, kemik, boynuz ya da plastik gibi malzemelerden yapılan çalma aracıdır. Özellikle elektro gitaristler için olmazsa olmaz olan bu ürün farklı kalınlıklara sahip olup tellere vuruş yöntemi ile ses çıkarmaktadır.
Profesyonel ses dünyasında mimari ve ticari mekânlara odaklanan çözümler söz konusu olduğunda, Bose Professional uzun yıllardır küresel ölçekte referans alınan markalardan biri. Otellerden restoranlara, perakende alanlarından ibadethanelere ve üniversitelere kadar çok çeşitli projede kullanılan Bose Professional sistemleri, özellikle mimariyle uyumlu, tasarımı gözeten ve yüksek performans sunan yapılarıyla öne çıkıyor.
Solid State Logic, yani SSL, 1969’dan beri profesyonel ses dünyasının en ikonik markalarından biri. İngiltere merkezli şirket; büyük format stüdyo miks masaları, sinyal işleyiciler ve bugün artık kişisel stüdyolara kadar inen yaratıcı araçlar üretiyor. Özellikle 4000 ve 9000 serisi analog konsollar, sayısız hit albümün arkasındaki “imza sound”un önemli bir parçası.
60’ların sonu ve 70’lerin başı, rock müziğin sınırlarını zorladığı, deneysel seslerin yükseldiği bir dönemdi. Bu ortamda İngiliz progresif rock grubu Pink Floyd, yalnızca bir müzik grubu olmaktan öteye geçti; atmosfer, sahne, görüntü ve sesin bir bütün hâline gelebileceğini gösterdi. Grup, Syd Barrett’ın ayrılmasından sonra yeni yönelimler benimsedi; özellikle albümleri Meddle ve sonrasında The Dark Side of the Moon, müzik tarihinin mihenk taşlarından oldu. Pink Floyd’un yaratıcı süreci yalnızca enstrümanların ötesine geçerek, sahne sunumundan görselliğe, kayıt tekniğinden sinemaya kadar uzandı.
Cumhuriyet’in kurucu lideri 1930’ların ikinci yarısında, sağlığı giderek zorlaşsa da ülkenin ritmini belirlemeye devam etti. Bugün 10 Kasım’da, kalıplaşmış cümlelere sığınmadan, 1935-1938 arasında nelerin değiştiğini; neleri bitirdiğini, neleri başlattığını ve hangilerinin ömrü yetmediği için yarım kaldığını hatırlayalım.
Cumhuriyet Bayramı, 29 Ekim 1923 tarihinde TBMM’nin Türkiye’nin yönetim biçimini cumhuriyet olarak ilan ettiği ve Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk Cumhurbaşkanı seçildiği tarihi işaret eder. Bu karar, “egemenlik kime aittir?” sorusunu tartışmaya yer bırakmadan millete bağladı. 1925’ten beri 29 Ekim resmî bayramdır; her yıl bir takvim yaprağı değil, ortak bir hafıza tazelenir.
Işıklar kısılır, sahnenin üzerinde ince bir sis dolaşır ve bir an sonra yıllardır görmediğimiz bir efsane karşımızdadır. Alkışlar yükselirken herkes aynı soruyu düşünür: “Bu nasıl mümkün?” Hologram konserler, nostaljiyi güncel teknolojiyle bir araya getirerek tam da bu duyguyu hedefliyor: sahiciye çok yakın bir sahne varlığı, üstüne sinema kalitesinde hikâye anlatımı.
Ses kartı (audio interface), mikrofon/enstrümanlardan gelen analog sinyali dijitale; bilgisayardan çıkan dijital sinyali de analoga çeviren merkez birimdir. Kayıt kalitesini artırır, uygun bağlantıları sağlar ve izleme (monitoring) akışını stabil tutar.
Ruh sağlığı, görünmez yaralarımızın sesi; insan olmanın temel bir parçasıdır. Her yıl 10 Ekim’de kutlanan Dünya Ruh Sağlığı Günü, bu görünmez alanı görünür kılmak, farkındalık yaratmak ve sessiz mücadelelere ışık tutmak için düzenlenir. Zihinsel sağlık, fiziksel sağlık kadar hayati bir unsurdur; çünkü duygularımızı, düşüncelerimizi ve davranışlarımızı şekillendirir. Ancak çoğu zaman “görünmediği” için ihmal edilir. Bu özel gün, işte tam da o sessizliği kırmak için var.
