1000₺ Üzeri Alışverişlerinizde Ücretsiz Kargo!
Hesabım
Sepetim
Yazımıza başlamadan hemen önce Stüdyo Mikrofonu Nedir? diye soracak olursak eğer, genellikle profesyonel stüdyo ortamlarında kullanılan ve çoğunlukla Condenser yapıda yani +48 Volt harici güç bağlantısı isteyen mikrofon türleridir. Bu mikrofon türleri sayesinde daha hassas ve sıcak tonlarda ses elde ederek kayıtlarınızı oluşturabilirsiniz. Bu Condenser yapıdaki mikrofonlar sadece vokal kayıtları için değil aynı zaman akustik enstrüman kayıtlarınız için oldukça işlevseldir. İşte bu listemizde sizlere her bütçeye uygun olarak belirlediğimiz Stüdyo Mikrofon Önerileri ile karşınızdayız.
Behringer TM1 aslında giriş seviye olmasına rağmen hem kutu içeriği bakımından hem de fiyat performans olarak sağladığı yüksek kaliteli performans sayesinde bu listeye giriş sağlamış bulunuyor. TM1, içerisinde bulunan 1" boyutunda geniş diyaframlı kapsülü sayesinde son derece hassas ve 20 Hz - 20 kHz arasında oldukça ideal olan frekans tepkisi ile karşımızda çıkmaktadır. En büyük özelliklerinden biri olan geniş diyaframlı yapısı sayesinde TM1 Kondenser Mikrofon, sesleri inanılmaz gerçekçilik, hassasiyet ve doğrulukla yakalamak için tasarlanmıştır.
Rode markasının bilinirliğini ve ürünlerinde kullandığı kaliteyi tartışmamıza bile gerek yok. Bunun yanı sıra bulunduğu segmentte rakiplerine oranla en düşük distortion, daha fazla yüksek SPL kapasitesi ve genişletilmiş dinamik alan özellikleri sayesinde maksimum özen gerektiren dijital kayıt uygulamaları için en uygun mikrofonlardan biridir.
Bunun yanı sıra bu mikrofonu tercih ederseniz eğer beraberinde Pop Filtre, Taşıma Kılıfı, Shock Mount ve XLR kablo ile beraber gelerek doğrudan ses kartınıza bağlantı yaparak kullanmaya başlayabilirsiniz.
İlk olarak 2016 yılında ve döneminde en çok konuşulan 87 tipi FET condenser mikrofonu Warm Audio tarafından piyasa sürüldü. Tamamen orijinal tasarıma sahip ve yenilenmiş bir şekilde karışımıza çıkan WA-87 R2, daha ağır, daha güçlü bir nikel kaplı pirinç gövdeye sahip olmakla kalmayıp yeni yuvarlak tasarımı sayesinde kapsül etrafında daha fazla alan oluşturarak daha hoş bir sonik cevap oluşturmaktadır. WA-87 R2 otantik vintage sıcaklık ve yumuşak üst frekansları sayesinde en üst düzey mikrofonların kalitesini aratmayarak projelerinizde oldukça işlevsel olacaktır.
Sennheiser MK8, profesyonel anlamda ister ev ortamı ister stüdyo ortamına uygun olarak 5 adet kutup desenine sahip profesyonel kalitede çift diyaframlı bir mikrofondur.
2 Adet 1'' Diyafram Sıcak ve Hassas Bir Ses Verir. Çift diyaframlı yapısı sayesinde ortamda bulunan ve yön fark etmeksizin 360 derece ses kaydı yapabilir ve sıcak tonlarda kayıt alabilirsiniz. 5 adet birbirinden bağımsız ses alma seçeneği size serbest bir kayıt seçeneği sunar.
Aslında bakarsanız Neumann profesyonel anlamda kendini kanıtlamış bir marka olduğu için kalitesini tartışmamıza gerek yok. Fakat yine de belirtmek gerekirse birçok Neumann mikrofonlarında bulunan transformatörsüz devreyi kullanan bu mikrofonun kendi gürültü seviyesi oldukça düşük olup ses basınç seviye iletimi en üst düzeydedir. Neumann U 87 modelinde kullanılan kardioid yapıdaki kapsül, TLM 103'e iyi bir akustik balans ve geriden gelen sinyallerin azaltılmasında oldukça etkili bir performans sağlar.
Profesyonel ses dünyasında mimari ve ticari mekânlara odaklanan çözümler söz konusu olduğunda, Bose Professional uzun yıllardır küresel ölçekte referans alınan markalardan biri. Otellerden restoranlara, perakende alanlarından ibadethanelere ve üniversitelere kadar çok çeşitli projede kullanılan Bose Professional sistemleri, özellikle mimariyle uyumlu, tasarımı gözeten ve yüksek performans sunan yapılarıyla öne çıkıyor.
Solid State Logic, yani SSL, 1969’dan beri profesyonel ses dünyasının en ikonik markalarından biri. İngiltere merkezli şirket; büyük format stüdyo miks masaları, sinyal işleyiciler ve bugün artık kişisel stüdyolara kadar inen yaratıcı araçlar üretiyor. Özellikle 4000 ve 9000 serisi analog konsollar, sayısız hit albümün arkasındaki “imza sound”un önemli bir parçası.
60’ların sonu ve 70’lerin başı, rock müziğin sınırlarını zorladığı, deneysel seslerin yükseldiği bir dönemdi. Bu ortamda İngiliz progresif rock grubu Pink Floyd, yalnızca bir müzik grubu olmaktan öteye geçti; atmosfer, sahne, görüntü ve sesin bir bütün hâline gelebileceğini gösterdi. Grup, Syd Barrett’ın ayrılmasından sonra yeni yönelimler benimsedi; özellikle albümleri Meddle ve sonrasında The Dark Side of the Moon, müzik tarihinin mihenk taşlarından oldu. Pink Floyd’un yaratıcı süreci yalnızca enstrümanların ötesine geçerek, sahne sunumundan görselliğe, kayıt tekniğinden sinemaya kadar uzandı.
Cumhuriyet’in kurucu lideri 1930’ların ikinci yarısında, sağlığı giderek zorlaşsa da ülkenin ritmini belirlemeye devam etti. Bugün 10 Kasım’da, kalıplaşmış cümlelere sığınmadan, 1935-1938 arasında nelerin değiştiğini; neleri bitirdiğini, neleri başlattığını ve hangilerinin ömrü yetmediği için yarım kaldığını hatırlayalım.
Cumhuriyet Bayramı, 29 Ekim 1923 tarihinde TBMM’nin Türkiye’nin yönetim biçimini cumhuriyet olarak ilan ettiği ve Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk Cumhurbaşkanı seçildiği tarihi işaret eder. Bu karar, “egemenlik kime aittir?” sorusunu tartışmaya yer bırakmadan millete bağladı. 1925’ten beri 29 Ekim resmî bayramdır; her yıl bir takvim yaprağı değil, ortak bir hafıza tazelenir.
Işıklar kısılır, sahnenin üzerinde ince bir sis dolaşır ve bir an sonra yıllardır görmediğimiz bir efsane karşımızdadır. Alkışlar yükselirken herkes aynı soruyu düşünür: “Bu nasıl mümkün?” Hologram konserler, nostaljiyi güncel teknolojiyle bir araya getirerek tam da bu duyguyu hedefliyor: sahiciye çok yakın bir sahne varlığı, üstüne sinema kalitesinde hikâye anlatımı.
Ses kartı (audio interface), mikrofon/enstrümanlardan gelen analog sinyali dijitale; bilgisayardan çıkan dijital sinyali de analoga çeviren merkez birimdir. Kayıt kalitesini artırır, uygun bağlantıları sağlar ve izleme (monitoring) akışını stabil tutar.
Ruh sağlığı, görünmez yaralarımızın sesi; insan olmanın temel bir parçasıdır. Her yıl 10 Ekim’de kutlanan Dünya Ruh Sağlığı Günü, bu görünmez alanı görünür kılmak, farkındalık yaratmak ve sessiz mücadelelere ışık tutmak için düzenlenir. Zihinsel sağlık, fiziksel sağlık kadar hayati bir unsurdur; çünkü duygularımızı, düşüncelerimizi ve davranışlarımızı şekillendirir. Ancak çoğu zaman “görünmediği” için ihmal edilir. Bu özel gün, işte tam da o sessizliği kırmak için var.
