1000₺ Üzeri Alışverişlerinizde Ücretsiz Kargo!
Hesabım
Sepetim
Canlı performanslarda veya stüdyo ortamında kayıt alırken genellikle in-ear dediğimiz kulakiçi kulaklıkları sıkça kullanmaktayız. Canlı performanslarda istemediğimiz sesleri sürekli duyarız işte in-ear kulaklık monitörler sayesinde sadece istediğimiz sesleri duyarak performansımızı daha etkili ve güzel bir hale getirebiliriz. Sizler için derlediğimiz in-ear yapıda olan kulakları inceleyebilir ve tercihinize göre hemen satın alıp kullanmaya başlayabilirsiniz
Gelişmiş bir dinamik sürücü sistemi sayesinde IE 40 PRO, ne kadar gürültülü ortam olursa olsun sıcak bir ses sağlayarak kusursuz bir iletim sağlar. Maksimum ses basıncı seviyelerinde bile, sinyaller bozulmadan ve tam olarak olması gerektiği gibi iletilmektedir. IE 40 PRO, her kulağa uyum sağlamakla beraber müzisyenler ve DJ'ler için üstün bir sahne monitörüdür.
İster bir kayıt üzerinde çalışın, ister bir bas hattını dinliyor olun, ultra geniş bir dinamik aralıkta ultra derin bas ve süper şeffaf tiz sesler sunan kulaklık monitörü istiyorsanız eğer, MO240 tam da bu isteklerinize uygun bir kulaklıktır. Birinci sınıf çift hibrit mikro sürücüler, enstrümanlar ve vokaller için yüksek kaliteli ses sunar. Genişletilmiş yüksek frekans tepkisi için ayarlanmış dengeli sürücüsü ve ultra derin bas için neodimyum yapıdaki dinamik sürücüye sahiptir.
Shure SE2 kulakiçi in-ear kulaklık, uzun süreli kullanım sırasında konfor ve etkileyici ses için güvenli, kulak üstü tasarımda ödüllü bir ses kalitesi sunar. Güçlü tiz sesler ve çift bass iletkeni sayesinde eşsiz bir ses aralığı sunarken bas frekanslarından asla ödün vermez. Çıkarılabilir kablo sistemi sayesinde uzun süreli cihaz uyumluluğu, yükseltmeler ve bakım kolaylığı için çoklu bağlantı seçenekleri sunar.
IE400 PRO, sıcak tonlarda sunduğu ses sayesinde alışılmış stüdyo sesinin yanlarında sahneye çıkarmak isteyen profesyoneller için son derece doğru bir seçimdir. Yüksek ses basınç seviyelerinde bile, IE400 PRO sesleri bozulmadan koruyada pürüzsüz bir şekilde iletilmesini sağlar. Yeni geliştirilen TrueResponse teknolojisi sayesinde yalnızca 7 mm boyutunda olan dinamik sürücü bile uzun kullanımlar sonunda yüksek çözünürlükte ses iletimine devam ederek akustik stresi önlemektedir. Minyatür tasarımı, beraberindeki silikon ve hafızalı köpük parçalar sayesinde ayrı ayrı ayarlanabilen ultra kompakt bir yapıya izin vermektedir.
Behringer SD251 güvenli kulak üstü ve ultra hafif tasarımı sayesinde uzun süreli stüdyo ortamında ya da sahnede herhangi bir ağırlık hissetmeden kullanmanıza olanak sağlar. 3 set ultra yumuşak kulak tıkacı, tüm kulaklara kalıcı konfor ile mükemmel uyum sağlar.
Bu ürünler doğrultusunda size en uygun olan In-Ear kulaklık satın alabilir ve hemen sahnede veya stüdyoda kullanmaya başlayabilirsiniz.
Profesyonel ses dünyasında mimari ve ticari mekânlara odaklanan çözümler söz konusu olduğunda, Bose Professional uzun yıllardır küresel ölçekte referans alınan markalardan biri. Otellerden restoranlara, perakende alanlarından ibadethanelere ve üniversitelere kadar çok çeşitli projede kullanılan Bose Professional sistemleri, özellikle mimariyle uyumlu, tasarımı gözeten ve yüksek performans sunan yapılarıyla öne çıkıyor.
Solid State Logic, yani SSL, 1969’dan beri profesyonel ses dünyasının en ikonik markalarından biri. İngiltere merkezli şirket; büyük format stüdyo miks masaları, sinyal işleyiciler ve bugün artık kişisel stüdyolara kadar inen yaratıcı araçlar üretiyor. Özellikle 4000 ve 9000 serisi analog konsollar, sayısız hit albümün arkasındaki “imza sound”un önemli bir parçası.
60’ların sonu ve 70’lerin başı, rock müziğin sınırlarını zorladığı, deneysel seslerin yükseldiği bir dönemdi. Bu ortamda İngiliz progresif rock grubu Pink Floyd, yalnızca bir müzik grubu olmaktan öteye geçti; atmosfer, sahne, görüntü ve sesin bir bütün hâline gelebileceğini gösterdi. Grup, Syd Barrett’ın ayrılmasından sonra yeni yönelimler benimsedi; özellikle albümleri Meddle ve sonrasında The Dark Side of the Moon, müzik tarihinin mihenk taşlarından oldu. Pink Floyd’un yaratıcı süreci yalnızca enstrümanların ötesine geçerek, sahne sunumundan görselliğe, kayıt tekniğinden sinemaya kadar uzandı.
Cumhuriyet’in kurucu lideri 1930’ların ikinci yarısında, sağlığı giderek zorlaşsa da ülkenin ritmini belirlemeye devam etti. Bugün 10 Kasım’da, kalıplaşmış cümlelere sığınmadan, 1935-1938 arasında nelerin değiştiğini; neleri bitirdiğini, neleri başlattığını ve hangilerinin ömrü yetmediği için yarım kaldığını hatırlayalım.
Cumhuriyet Bayramı, 29 Ekim 1923 tarihinde TBMM’nin Türkiye’nin yönetim biçimini cumhuriyet olarak ilan ettiği ve Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk Cumhurbaşkanı seçildiği tarihi işaret eder. Bu karar, “egemenlik kime aittir?” sorusunu tartışmaya yer bırakmadan millete bağladı. 1925’ten beri 29 Ekim resmî bayramdır; her yıl bir takvim yaprağı değil, ortak bir hafıza tazelenir.
Işıklar kısılır, sahnenin üzerinde ince bir sis dolaşır ve bir an sonra yıllardır görmediğimiz bir efsane karşımızdadır. Alkışlar yükselirken herkes aynı soruyu düşünür: “Bu nasıl mümkün?” Hologram konserler, nostaljiyi güncel teknolojiyle bir araya getirerek tam da bu duyguyu hedefliyor: sahiciye çok yakın bir sahne varlığı, üstüne sinema kalitesinde hikâye anlatımı.
Ses kartı (audio interface), mikrofon/enstrümanlardan gelen analog sinyali dijitale; bilgisayardan çıkan dijital sinyali de analoga çeviren merkez birimdir. Kayıt kalitesini artırır, uygun bağlantıları sağlar ve izleme (monitoring) akışını stabil tutar.
Ruh sağlığı, görünmez yaralarımızın sesi; insan olmanın temel bir parçasıdır. Her yıl 10 Ekim’de kutlanan Dünya Ruh Sağlığı Günü, bu görünmez alanı görünür kılmak, farkındalık yaratmak ve sessiz mücadelelere ışık tutmak için düzenlenir. Zihinsel sağlık, fiziksel sağlık kadar hayati bir unsurdur; çünkü duygularımızı, düşüncelerimizi ve davranışlarımızı şekillendirir. Ancak çoğu zaman “görünmediği” için ihmal edilir. Bu özel gün, işte tam da o sessizliği kırmak için var.
