1000₺ Üzeri Alışverişlerinizde Ücretsiz Kargo!
Hesabım
Sepetim
Günümüz dünyasında kulaklıklar, vazgeçilmez parçamız haline gelmiştir. Neredeyse günün her anında sıklıkla kullandığımız kulaklıkları satın alırken, ihtiyacımız ve bütçemiz doğrultusunda karar veririz. Ancak, kulaklıklara her geçen gün yeni özelliklerin eklenmesi, bu seçimi zorlaştırmaktadır.
Bu haftaki bloğumuzda; genellikle günlük hayatımızda sıklıkla tercih ettiğimiz kulak içi kulaklıklara, bu kulaklık türünü tercih ederken nelere dikkat etmemiz gerektiğine ve avantaj/dezavantajlarına değineceğiz.
Öncelikle kulak içi kulaklık; kulağın içine tam olarak oturan modellere verilen isimdir. Karşımıza kablolu veya kablosuz şekilde çıkan bu kulaklıklar, günlük kullanımda en çok tercih edilen kulaklık modeli diyebilliriz. Uygun model seçildiğinde, dışarıdan gelen sesleri neredeyse tamamen engellemektedir. Kulak içerisine tam oturarak, yüksek ses kalitesiyle, müzik keyfinizi arttırmanızı sağlar.
Ancak kulak içi kulaklık seçimi yaparken dikkat edilmesi gerekir. Çünkü belirli süreden sonra kulaklarda ağrıya sebep olabilir. Sürekli, yüksek seviyelerde kullanım her kulaklık türünde olduğu gibi kulak içi kulaklıklarda da kulağa büyük oranda zarar verir. Karşılaşılan bu zararları şu şekilde sıralayabiliriz;
Kablolu veya kablosuz olarak karşımıza çıkan kulak içi kulaklıkları tercih ederken, öncelikli olarak kullanım amacınızı iyi tespit etmelisiniz. Her iki türün de kendi içerisinde avantajlarının ve dezavantajları bulunur. Kablosuz kulak içi kulaklıklar, yani bluetooth kulaklıklar, hareket alanımızı sınırlandıran kablolardan kurtulmamızı sağlar. Hayatın her alanında müzik dinlemeyi daha kolay hale getirmektedir. Söz konusu bu avantajlarının yanında, en büyük dezavantajları; şarj süreleri, yaşanan bağlantı sorunları ve kablolu kulaklık modellerine kıyasla daha pahalı olmalarıdır. Son dönemlerde markalar, şarj sürelerini kısaltıp, kullanım süresini arttırsalar da kablolu kulaklıklara kıyasla, istenilen her zaman kullanılamamaları en büyük dezavantajları olabilir.
Peki kulak içi kulaklık tercih ederken nelere dikkat etmeliyiz? Gelin birlikte bu noktalara detaylıca değinelim.
Profesyonel ses dünyasında mimari ve ticari mekânlara odaklanan çözümler söz konusu olduğunda, Bose Professional uzun yıllardır küresel ölçekte referans alınan markalardan biri. Otellerden restoranlara, perakende alanlarından ibadethanelere ve üniversitelere kadar çok çeşitli projede kullanılan Bose Professional sistemleri, özellikle mimariyle uyumlu, tasarımı gözeten ve yüksek performans sunan yapılarıyla öne çıkıyor.
Solid State Logic, yani SSL, 1969’dan beri profesyonel ses dünyasının en ikonik markalarından biri. İngiltere merkezli şirket; büyük format stüdyo miks masaları, sinyal işleyiciler ve bugün artık kişisel stüdyolara kadar inen yaratıcı araçlar üretiyor. Özellikle 4000 ve 9000 serisi analog konsollar, sayısız hit albümün arkasındaki “imza sound”un önemli bir parçası.
60’ların sonu ve 70’lerin başı, rock müziğin sınırlarını zorladığı, deneysel seslerin yükseldiği bir dönemdi. Bu ortamda İngiliz progresif rock grubu Pink Floyd, yalnızca bir müzik grubu olmaktan öteye geçti; atmosfer, sahne, görüntü ve sesin bir bütün hâline gelebileceğini gösterdi. Grup, Syd Barrett’ın ayrılmasından sonra yeni yönelimler benimsedi; özellikle albümleri Meddle ve sonrasında The Dark Side of the Moon, müzik tarihinin mihenk taşlarından oldu. Pink Floyd’un yaratıcı süreci yalnızca enstrümanların ötesine geçerek, sahne sunumundan görselliğe, kayıt tekniğinden sinemaya kadar uzandı.
Cumhuriyet’in kurucu lideri 1930’ların ikinci yarısında, sağlığı giderek zorlaşsa da ülkenin ritmini belirlemeye devam etti. Bugün 10 Kasım’da, kalıplaşmış cümlelere sığınmadan, 1935-1938 arasında nelerin değiştiğini; neleri bitirdiğini, neleri başlattığını ve hangilerinin ömrü yetmediği için yarım kaldığını hatırlayalım.
Cumhuriyet Bayramı, 29 Ekim 1923 tarihinde TBMM’nin Türkiye’nin yönetim biçimini cumhuriyet olarak ilan ettiği ve Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk Cumhurbaşkanı seçildiği tarihi işaret eder. Bu karar, “egemenlik kime aittir?” sorusunu tartışmaya yer bırakmadan millete bağladı. 1925’ten beri 29 Ekim resmî bayramdır; her yıl bir takvim yaprağı değil, ortak bir hafıza tazelenir.
Işıklar kısılır, sahnenin üzerinde ince bir sis dolaşır ve bir an sonra yıllardır görmediğimiz bir efsane karşımızdadır. Alkışlar yükselirken herkes aynı soruyu düşünür: “Bu nasıl mümkün?” Hologram konserler, nostaljiyi güncel teknolojiyle bir araya getirerek tam da bu duyguyu hedefliyor: sahiciye çok yakın bir sahne varlığı, üstüne sinema kalitesinde hikâye anlatımı.
Ses kartı (audio interface), mikrofon/enstrümanlardan gelen analog sinyali dijitale; bilgisayardan çıkan dijital sinyali de analoga çeviren merkez birimdir. Kayıt kalitesini artırır, uygun bağlantıları sağlar ve izleme (monitoring) akışını stabil tutar.
Ruh sağlığı, görünmez yaralarımızın sesi; insan olmanın temel bir parçasıdır. Her yıl 10 Ekim’de kutlanan Dünya Ruh Sağlığı Günü, bu görünmez alanı görünür kılmak, farkındalık yaratmak ve sessiz mücadelelere ışık tutmak için düzenlenir. Zihinsel sağlık, fiziksel sağlık kadar hayati bir unsurdur; çünkü duygularımızı, düşüncelerimizi ve davranışlarımızı şekillendirir. Ancak çoğu zaman “görünmediği” için ihmal edilir. Bu özel gün, işte tam da o sessizliği kırmak için var.
