1000₺ Üzeri Alışverişlerinizde Ücretsiz Kargo!
Hesabım
Sepetim
Profesyonel mikrofonlar üretilirken üç temel mekanik teknik kullanılır ve bu üç teknikte 3 temel malzeme kullanılır. Bir mikrofonun yapısında temel 3 parça bulunur. Membran, Dönüştürücü ve gövde, bu 3 parça birbirlerini etkileyerek mikrofonun işleyiş sistemini oluşturur.
• Mikrofonun ön kısmında bir ses kaynağı varsa, bu kaynaktan gelen ses dalgaları mikrofonun içine girer. Ses dalgaları membran adını verdiğimiz parçaya çarpar ve membran üzerinde titreşimler meydana getirir. Yüksek frekanslı sesleri tekrar oluşturabilmek için, membran mümkün olduğunca hafif olmalı. Akustik ses dalgaları tarafından titreştirilir ve hareketini çevirici ortama iletir.
• Mikrofonun içinde, ses dalgalarını elektrik sinyallerine çeviren bir dönüştürücü bulunur. Bu dönüştürücü genellikle bir membran, bobin ve mıknatıs içerir. Membran üzerindeki mekanik titreşimler, dönüştürücü tarafından elektrik sinyaline çevrilir. Membrandan aldığı hareketle akustik enerjiyi elektrik enerjisine çevirir. Bir mikrofonun tipini dönüştürücüsü belli eder.
• Ses dalgaları, mikrofonun membranını titreştirir. Membran, hava basıncındaki değişikliklere yanıt olarak hareket eder. Konuştuğumuzda havayı titreştirerek hava da bir basınç değişikliği oluşturuyoruz. Duyma işleminde ise bu basınç değişikliğini kulaklarımızdaki zar ile algılıyoruz.
• Mikrofonlardaki birçok tasarımda, membranın bir bobinle bağlantılı olduğu bir düzenek bulunur. Membranın hareketi, bobini mıknatıs alanında hareket ettirir. Bu hareket, bobin üzerinde bir elektrik akımı oluşturur.
• Mıknatıs alanı içinde hareket eden bobin, elektromanyetik indüksiyon prensibi ile bir elektrik akımı üretir. Bu elektrik akımı, ses dalgalarının orijinal ses sinyalini taşıyan elektrik sinyaline dönüşür.
• Elde edilen elektrik sinyali daha sonra ses ekipmanlarına (amplifikatörler, ses kartları, hoparlörler vb.) iletilir. Bu noktadan itibaren, ses sinyali işlenerek çeşitli ses uygulamalarında kullanılabilir.
• Membran ve dönüştürücüyü dış etkilerden korumak için var olan mekanik destek olarak tanımlayabiliriz. Bazen kılıf, mikrofonların yönsel tepkilerine de etki edebilir. Mikrofon membranını dış etkenlerden korur ve mikrofona gelecek olan ses sinyallerinin, membrana göre kutupsal şeklini (polar diagram) belli eder.
Bu temel prensip, mikrofon türlerine göre değişiklik gösterebilir. Örneğin, dinamik mikrofonlar ve kondenser mikrofonlar farklı iç yapıya sahiptir, ancak her ikisi de temelde ses dalgalarını elektrik sinyallerine çeviren bir dönüştürücü kullanır.
Her sesin belirli bir yoğunluğu vardır. Bu ses yoğunluğunun havada oluşturduğu basınç, sesin şiddeti ile doğru orantılıdır. Gelen hava basıncının büyüklüğüne bağlı olarak ileri-geri hareket eden membranın bu titreşimini, elektrik enerjisine çevirmek için çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Kullanılan bu yöntemlere göre farklı mikrofon türleri ortaya çıkmaktadır.
Mikrofon Çeşitleri:
Dinamik Mikrofon: En yaygın kullanılan mikrofon türlerinden biridir. Dinamik mikrofonlar, diğer türlerden daha sağlam ve uzun ömürlüdür. Genellikle güçlü ses kaynaklarını kaydetmek için tercih edilirler. Ancak, kondenser mikrofonlarla karşılaştırıldığında ses alma kapasiteleri veya performansları her zaman aynı seviyede olmayabilir. Özellikle davul ve amfi kayıtlarında önemli bir rol oynarlar. Ses seviyeleri biraz daha düşükse, seste patlama olasılıklarının azalması nedeniyle tercih edilirler. Ayrıca, istenmeyen gürültüleri filtreleyebilen yüksek geçiş ve düşük geçiş filtre özelliklerine sahiptirler. Dinamik mikrofonlar, ses dalgalarıyla hareket eden membrana bağlı bir bobin içerir ve sabit bir mıknatıs içinde hareket ederken bobin uçlarında oluşan gerilim değişimine dayanarak çalışır. Genellikle açık hava ve kapalı stüdyo kayıtları için uygundur.
Kondenser Mikrofon: Sesleri uzaktan alabilirler ve genellikle kapalı mekanlarda, toplantı salonlarında ve stüdyolarda tercih edilirler. Kondenser mikrofonlar nazik (sarsıntıya ve neme karşı hassas) oldukları için canlı performanslarda belirli durumlar dışında kullanılmazlar. Boyutları küçüktür, hatta yaka mikrofonu türünde modelleri bulunur. Günümüzde kullanılan cep telefonlarının mikrofon kısmı, kondenser mikrofonlardan oluşmuştur. Membranı genellikle hafif olduğu için yüksek frekanslı sesleri yakalayabilirler. Çeşitli frekans tepkilerine sahip olabilirler, bu da onları farklı kullanım senaryolarına uygun hale getirir.
Mikrofonların çeşitli tasarımları ve kullanım amaçları olduğu gibi, hangi mikrofonun kullanılacağını seçerken dikkate alınması gereken birkaç önemli faktör vardır;
Mikrofonun kullanılacağı ortam ve amacını belirlemek önemlidir. Stüdyo kaydı, sahne performansları, vokal kaydı, podcasting gibi farklı amaçlar için farklı mikrofon türleri tercih edilebilir.
Dinamik mikrofonlar, kondenser mikrofonlar ve elektret mikrofonlar gibi farklı mikrofon türleri bulunmaktadır. Kondenser mikrofonlar genellikle daha hassas ve geniş frekans aralığına sahiptir, ancak daha büyük bir güç kaynağına ihtiyaç duyarlar.
Kardioid, süper kardioid, omni-direktif ve çift yönlü gibi yönetim desenleri mikrofonun sesi hangi yönden aldığını gösterir. Kardioid mikrofonlar genellikle tek yöne ses alır ve dışarıdan gelen sesleri en aza indirir.
Mikrofonun frekans tepkisi, hangi frekansta ne kadar hassas olduğunu gösterir. İhtiyacınıza uygun bir frekans tepkisi seçmek önemlidir.
Mikrofonun elektrik sinyalini iletmek için sunduğu direnci ifade eder. Diğer ses ekipmanınızın empans değerleri ile uyumlu olmasına dikkat edin.
İhtiyaçlarınıza uygun bir mikrofon seçerken bütçenizi göz önünde bulundurun. Pahalı bir mikrofon her zaman daha iyi sonuçlar vermeyebilir, bu nedenle ihtiyaçlarınıza en uygun fiyat/performans oranına sahip mikrofonu bulmaya çalışın.
Mikrofonun kutu içeriğinde hangi aksesuarların yer aldığına bakın. Örneğin, pop filtresi, şok montajı gibi aksesuarlar ses kalitesini artırabilir.
Mikrofon seçimi yaparken en önemli faktör, mikrofonu nasıl kullanmayı planladığınızdır. Eğer vokal performanslarınızı sahnede gerçekleştirecekseniz veya enstrüman kayıtları için bir mikrofon arıyorsanız, ihtiyaçlarınıza uygun bir seçim yapmanız önemlidir. Aynı şekilde, sadece ev stüdyo kayıtları için bir mikrofon arıyorsanız, daha az hassas ve ekonomik bir model tercih edebilirsiniz.
Eğer stüdyo ve sahne kullanımı için tek bir mikrofon arıyorsanız, çok sayıda model bu ihtiyacınızı karşılayabilir. Bu durumda, hem stüdyo kayıtlarınızda hem de sahne performanslarınızda başarılı olabilecek bir mikrofon seçimi yapabilirsiniz.
Eğer yüksek kayıt kalitesine ihtiyacınız yoksa ve ek ekipmanınız bulunmuyorsa, USB bağlantısına sahip olan ve doğrudan bilgisayarınıza bağlanabilen modellere göz atabilirsiniz. Bu modeller, ses kartı gerektirmediği için ekonomik bir tercih olabilir. Ancak, profesyonel kullanım için ideal değildirler, çünkü içerdikleri entegre ses kartları genellikle harici modellerin performansını sağlayamaz.
USB mikrofonlar, kendi içinde entegre bir ses kartıyla çalışırlar ve pratik bir kayıt imkanı sunarlar. Ancak, profesyonel ses kalitesi arayanlar genellikle harici ses kartları ile kullanılan mikrofonları tercih eder, çünkü bu şekilde daha yüksek ses kalitesi elde edilebilir.
Sitemizde bulunan mikrofon çeşitlerini ürün isimlerine basarak inceleyebilirsiniz.
Dinamik mikrofonlar
E 845 Dinamik Kablolu Mikrofon
Sennheiser, ses kalitesi konusunda güçlü bir itibara sahiptir, ve E 845 de bu geleneği sürdürür. Net ve doğru ses iletimi sunar.
E 825-S Kardioid Dinamik Mikrofon
Özellikle vokal performansları için tasarlanmış olan bu mikrofon, canlı performanslarda ve stüdyo kayıtlarında kullanılmak üzere optimize edilmiştir.
MV7X Dinamik XLR Podcast Mikrofonu (Black)
MV7X, dinamik ve kondenser kapsüllerin birleşimini kullanarak daha geniş bir ses yelpazesi sunar.
Geniş frekans tepkisi sayesinde, doğru ve net ses iletimi sunar. Bu özellik, çeşitli ses kayıtları için uygun olmasını sağlar.
Kapsül başlığında bulunan kardioid polar deseni sayesinde oldukça performanslı bir üründür.
Özel frekans yanıtı ve değiştirilebilir düşük kesimli filtre ve yüksek frekans yükseltme ayarları sayesinde B 906, perküsyon ve vokallerde kullanım için de uygundur.
Geniş frekans tepkisi sayesinde, doğru ve net ses iletimi sunar. Bu özellik, çeşitli enstrümanlar ve vokaller için uygun olmasını sağlar.
PodMic Profesyonel Dinamik Podcast - Broadcast Mikrofon
Kardioid desen, mikrofonun sadece önündeki sesleri almasını ve arka taraftan gelen sesleri en aza indirmesini sağlar. Bu özellik, odadaki dış sesleri azaltır ve geri bildirimi önler.
ATM610a Dinamik Vokal Mikrofonu
Mikrofonun mıknatıs tipi ve bobin tasarımı, sesin doğru bir şekilde yakalanmasını sağlayabilir.
P5 S Yüksek Performanslı Dinamik Mikrofon
Yüksek SPL toleransı, yüksek ses basınç seviyeleriyle başa çıkabilme yeteneği demektir, bu da yüksek enerjili performanslarda kullanım için uygundur.
Kondenser Mikrofonlar
Yüksek SPL toleransı, yüksek ses basınç seviyeleriyle başa çıkabilme yeteneği demektir. Bu, yüksek enerjili enstrümanların ve ses kayıtlarının başarıyla yapılabilmesini sağlar.
B-1 Tek Diyaframlı Condenser Stüdyo Kayıt Mikrofonu
Düşük gürültü seviyeleri, temiz ve net ses kayıtları elde etmenizi sağlar.
C-1 Condenser Stüdyo Mikrofonu
https://www.sescibaba.com/c-1-condenser-studyo-mikrofonu
Kardioid desen, mikrofonun önündeki sesleri odaklayarak arka taraftan gelen sesleri azaltır. Bu, odaklanmış bir ses kaydı için uygundur
TM1 Profesyonel Kondenser Mikrofon
Düşük gürültü seviyeleri, temiz ve net ses kayıtları elde etmenizi sağlar.
Origin Black Bundle Condenser Mikrofon Paketi (Siyah)
Altın buharlaştırılmış kapsülü olan, yüksek performanslı bir kardioid mikrofondur.
Origin Kardioid Kondenser Mikrofon
Mikrofonun dayanıklı bir tasarıma sahip olması, uzun ömürlü ve güvenilir bir kullanım sağlar.
Maono DM-30 RGB USB Kondenser Mikrofon
Maono DM-30, USB üzerinden bilgisayar veya diğer cihazlara kolayca bağlanabilen bir mikrofondur. Bu, harici ses arayüzleri veya ek ekipman gerektirmez.
Profesyonel kondansatör ünitesi sayesinde ses konsantre ve oldukça hassastır.
Gelişmiş ev ve stüdyo kaydı için beş ayrı kutup desenine sahip profesyonel kalitede çift diyaframlı kondansatör mikrofondur.
NT1 5th, efsanevi NT1'in klasik ses imzasını son teknolojiyle birleştiren devrim niteliğinde bir stüdyo kondenser mikrofondur.
AT2020 Condenser Geniş Diyaframlı Mikrofon
Geniş diyafram, mikrofonun daha fazla sesi yakalamasına ve detaylı, doğru ses kayıtları yapmasına olanak tanır.
AT4050SM Geniş Diyaframlı Condenser Mikrofon
AT4050SM, kardioid, süper kardioid ve omni yönetim desenlerini seçebilme özelliğine sahiptir. Bu, mikrofonun kullanım alanını genişletir ve çeşitli kayıt ortamlarında esneklik sağlar.
34 dB'lk SPL'i sayesinde snare drum ve elektrik gitarları dahi zorlanmadan kaydedebilir.
Mikrofon çeşitleri ile alakalı diğer bir blog yazımızı okumak için tıklayabilirsiniz
Profesyonel ses dünyasında mimari ve ticari mekânlara odaklanan çözümler söz konusu olduğunda, Bose Professional uzun yıllardır küresel ölçekte referans alınan markalardan biri. Otellerden restoranlara, perakende alanlarından ibadethanelere ve üniversitelere kadar çok çeşitli projede kullanılan Bose Professional sistemleri, özellikle mimariyle uyumlu, tasarımı gözeten ve yüksek performans sunan yapılarıyla öne çıkıyor.
Solid State Logic, yani SSL, 1969’dan beri profesyonel ses dünyasının en ikonik markalarından biri. İngiltere merkezli şirket; büyük format stüdyo miks masaları, sinyal işleyiciler ve bugün artık kişisel stüdyolara kadar inen yaratıcı araçlar üretiyor. Özellikle 4000 ve 9000 serisi analog konsollar, sayısız hit albümün arkasındaki “imza sound”un önemli bir parçası.
60’ların sonu ve 70’lerin başı, rock müziğin sınırlarını zorladığı, deneysel seslerin yükseldiği bir dönemdi. Bu ortamda İngiliz progresif rock grubu Pink Floyd, yalnızca bir müzik grubu olmaktan öteye geçti; atmosfer, sahne, görüntü ve sesin bir bütün hâline gelebileceğini gösterdi. Grup, Syd Barrett’ın ayrılmasından sonra yeni yönelimler benimsedi; özellikle albümleri Meddle ve sonrasında The Dark Side of the Moon, müzik tarihinin mihenk taşlarından oldu. Pink Floyd’un yaratıcı süreci yalnızca enstrümanların ötesine geçerek, sahne sunumundan görselliğe, kayıt tekniğinden sinemaya kadar uzandı.
Cumhuriyet’in kurucu lideri 1930’ların ikinci yarısında, sağlığı giderek zorlaşsa da ülkenin ritmini belirlemeye devam etti. Bugün 10 Kasım’da, kalıplaşmış cümlelere sığınmadan, 1935-1938 arasında nelerin değiştiğini; neleri bitirdiğini, neleri başlattığını ve hangilerinin ömrü yetmediği için yarım kaldığını hatırlayalım.
Cumhuriyet Bayramı, 29 Ekim 1923 tarihinde TBMM’nin Türkiye’nin yönetim biçimini cumhuriyet olarak ilan ettiği ve Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk Cumhurbaşkanı seçildiği tarihi işaret eder. Bu karar, “egemenlik kime aittir?” sorusunu tartışmaya yer bırakmadan millete bağladı. 1925’ten beri 29 Ekim resmî bayramdır; her yıl bir takvim yaprağı değil, ortak bir hafıza tazelenir.
Işıklar kısılır, sahnenin üzerinde ince bir sis dolaşır ve bir an sonra yıllardır görmediğimiz bir efsane karşımızdadır. Alkışlar yükselirken herkes aynı soruyu düşünür: “Bu nasıl mümkün?” Hologram konserler, nostaljiyi güncel teknolojiyle bir araya getirerek tam da bu duyguyu hedefliyor: sahiciye çok yakın bir sahne varlığı, üstüne sinema kalitesinde hikâye anlatımı.
Ses kartı (audio interface), mikrofon/enstrümanlardan gelen analog sinyali dijitale; bilgisayardan çıkan dijital sinyali de analoga çeviren merkez birimdir. Kayıt kalitesini artırır, uygun bağlantıları sağlar ve izleme (monitoring) akışını stabil tutar.
Ruh sağlığı, görünmez yaralarımızın sesi; insan olmanın temel bir parçasıdır. Her yıl 10 Ekim’de kutlanan Dünya Ruh Sağlığı Günü, bu görünmez alanı görünür kılmak, farkındalık yaratmak ve sessiz mücadelelere ışık tutmak için düzenlenir. Zihinsel sağlık, fiziksel sağlık kadar hayati bir unsurdur; çünkü duygularımızı, düşüncelerimizi ve davranışlarımızı şekillendirir. Ancak çoğu zaman “görünmediği” için ihmal edilir. Bu özel gün, işte tam da o sessizliği kırmak için var.
